İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
“EMEKLİMIZİN EMEĞİNE ÇÖKENLERE SESSİZ KALMAYACAĞIZ”
Akşener’in konuşmasında satır başları şöyle:
“Emeklilere bayram ikramiyesi uygulaması ilk kez 2018’de başlamış bizim baskımızla vermek zorunda kalmıştı. Çıka çıka 2000 liraya çıkartıldı. Önümüzdeki bayramda yüzde 50 artış yapıldı. Bu bir artış mı kayıp mı? 2018’de bir emeklinin bayram ikramiyesi 250 dolara denk geliyordu. Bugün 97 dolara denk geliyor. O da dolar yerinde durursa. Emeklilerimize yine yokluk layık görülmüş, açlığa mahkum edilmiş. Bunu bizzat emeklilerimiz de söylüyor. Emekli kardeşlerimiz ikramiyelerin neye yeteceğini soruyorlar. ‘Bu haksızlığı dile getirin’ dediler.
Biz İyi Parti olarak bu sahtekarlığa sessiz kalmayacağız. Milyonlarca emeklimizin emeğine çökenlere asla sessiz kalmayacağız. Göstermelik vaatler ikramiyeler yetmez, emeklilerimizi daha fazla enflasyona ezdirmeyin. Mayıs ayında söylediğiniz sözü tutun, seyyanen 11 bin lira zam yapın. Böylece en düşük emekli maaşını asgari ücret seviyesine getirmiş olursunuz. Kök maaş işinden vazgeçin. Yüksek prim ödeyenleri daha fazla cezalandırmayın. Bu önerileri yaptınız yaptınız sandıkta en büyük tokadı emeklilerden yiyeceksiniz. Benden söylemesi.
“MİLLET YOKSA, SEN DE YOKSUN SAYIN ERDOĞAN”
Sayın Erdoğan, bir seçim dönemi klasiği olarak; yine çıkıp, milletimizi, tehdit etmeye başladı… Geçtiğimiz gün Ordu’da, utanmadan çıkıp, dedi ki; ‘Bizim olmadığımız, bir büyükşehir belediyesi; Doğalgazı, nasıl getirecek? Biz varsak, doğal gaz var. Biz yoksak, doğal gaz yok.’ Ne diyelim, Allah akıl fikir versin…
Aynı ana muhalefet gibi; Görüyoruz ki; İktidarın da, sinirler gergin; asaplar bozuk… Malum; Ordu Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız, Enver Yılmaz Bey’in gördüğü, büyük ilgiden ötürü; arkadaşların psikolojileri, epey bir bozulmuş. Valla hiç kusura bakmasınlar; bozmaya devam edeceğiz.
Yalnız bu vesileyle; buradan, kendisini düzeltip; bir şeyi de, hatırlatmak istiyorum: Asıl, millet varsa, sen varsın; millet yoksa, sen de yoksun, Sayın Erdoğan! Dolayısıyla, senin yokluğunda; ne Ordu, ne de Ordulu kardeşlerim, emin ol, hiçbir şey kaybetmez!
ALİ DEMİR’İN FETÖ’DEN BERAATİNE TEPKİ!
Ülkemizdeki sorunlar, her geçen gün, çığ gibi büyürken iktidarla, ana muhalefetin, ele ele sürdürdüğü, kayıkçı kavgası tam gaz devam ederken geçtiğimiz hafta, bir hukuk garabetine daha, şahit olduk. 2020 yılında, bir rezalet ortaya çıkmıştı. Düzenlenen bilirkişi raporuyla ÖSYM’nin, 2010 ile 2015 yılları arasında gerçekleştirdiği, tüm sınavların sorularının sızdırıldığı tespit edilmişti. Bunun sonucunda ise dönemin ÖSYM Başkanı, Ali Demir ‘FETÖ üyeliği’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ suçlamasıyla 18 yıl 6 ay hapis istemiyle tutuklanmıştı.
Bu hafta ise birden bire, bir şey oldu. Ve biz bu kişinin bir anda beraat ettiğini sadece, görevini kötüye kullanma suçundan 1 yıl 15 gün ceza aldığını hükmün açıklanmasının da, 5 yıl ertelendiğini öğrendik. Rezalete bakar mısınız? Şimdi buradan, sormak istiyorum… Hayırdır muhteremler, ne değişti? Bir neslin, yalnız sorularını değil yıllarını, hayallerini, gençliğini çalanlar ne değişti de aklanıverdi? Herkes iyi bilsin ki onlar unutsa da biz unutmayacağız. Onlar unutturmaya çalışsa da biz unutturmayacağız. Onlar affetse de biz asla affetmeyeceğiz.
ERDOĞAN-SİSİ GÖRÜŞMESİ
Biliyorsunuz, geçtiğimiz hafta, Sayın Erdoğan; tam 12 yıl sonra, Mısır’a gitti. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yle buluştu. 2022 Dünya Kupası’nda, Katar’da yakaladıkları, derin muhabbeti; bu sefer de, sıcak bir görüşmeyle taçlandırdılar. Ne diyelim? Allah muhabbetlerini artırsın. Biz, İYİ Parti olarak; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, çıkarları doğrultusunda; Mısır’la ilişkilerimizin, iyileştirilmesinden; ancak ve ancak, memnun oluruz.
Ama bazı soruları da, sormamız gerekiyor: Madem bu ilişkiler, hiçbir şey olmadan, kendi kendine iyileşecekti; O zaman ülkemiz, neden 11 yıl kaybetti? Madem; ‘Katil Sisi’, ‘Kardeşim Sisi’ oluverecekti; O zaman; Doğu Akdeniz’de elimiz, neden zayıflatıldı? Mısır’la Yunanistan’ın anlaşmasına, neden alan açıldı? Madem; İhvancılar, bir kenara itilecekti; Rabia da, böylesine kolay unutulacaktı; O zaman, Mavi Vatan’daki çıkarlarımız; neden tehlikeye atıldı? Aslında, bu soruların cevapları, herkesin malumu…
Ülkemiz, tüm bu zararı; Sayın Erdoğan’ın, şahsi tercihleri, dostluk ilişkileri; yani aslında, paşa gönlü öyle istediği için yaşadı. Bu kadar basit.”